Star Wars Battlefront II haberlerini ilk duyduğumuzda heyecanımızı saklayamamıştık. Birinci oyunun ne kadar güzel olduğunu bildiğimiz için devam oyununun da en azından bir o kadar güzel olmasını bekliyorduk. Bunu başarabildiği noktalar olduğu kadar eksik kaldığı noktalar da oldu. Hadi bunları beraber inceleyelim.
Oyunun pazarlanmasındaki en büyük hata hikaye noktasında yaşadık. Serinin birinci oyununda hiç hikaye yokken devam oyununda olacak hikayeyi anlata anlata bitiremediler. Ama o kadar kısa bir hikayeydi ki ne oynayanın hatırında kaldı ne de onların anlattığı süre kadar bile uzun oldu. Kısaca bahsedecek olursak imparatorluğun Ölüm Birliği adlı bir birlikte Iden Versio adlı karakteri yönetiyorsunuz. Gördükleriniz sizi imparatorluğun aslında kötü bir yer olduğunu gösterdikten sonra iyiliğe yönelmeye karar vereceksiniz. Dürüst olmak gerekiyorsa bu oyun hikayesi için yapılmış bir oyun da değil.
Oyunu oynarken grafiklerine sadece hayran kalıyorsunuz. Işın kılıçları, lazer silahları, patlamalar derken oyunu sırf grafiklerinin güzelliğini seyretmek için bile oynayabiliyorsunuz. O hayran hayran izlediğiniz oyuncuları birebir benzeterek size olabildiğince gerçeğe yakın bir Star Wars evreni sunmaya çalışan oyun görsel açıdan bunu kusursuza yakın önünüze getiriyor. Eğer Star Wars veya bilim kurgu ürünleri hayranıysanız oyun oynarken ağzınız açık kalacak. Starfighter Assault modunda savaştırdığınız Tie-Fighter’lari X-wing’ler size gerçekten bir uzay savaşı verdiğinizi hissettirecek.
Lazer silahları, ışın kılıçları, patlamalar demiştik. Bunları ne kadar görsel lezzet olarak tanımlasak da o orijinal sesleri kulağımızda çınlanıyor. O nostaljik derinliği dolu dolu yaşatabilmiş olması oyunun bize görseliyle sesini çok güzel bir şekilde harmanladığını gösteriyor. Bunun yanı sıra teknik olarak düşündüğümüzde bu oyun kırk kişiye kadar oynanabilen çok oyunculu silahlı bir oyun. Dolayısıyla nereden vurulduğunuzu bilmek oyunun başarması gereken en önemli görevlerden biri. Bunu da layıkıyla yerine getirdiğini en güzel, kulaklık kullanarak hissedebiliyorsunuz. Bir kurşun gibi hareket etmeyen o lazer silahının kulağınızın yanından geçişini hissederken tüyleriniz ürpererek size yol gösterecek.
John Williams’ın Star Wars film serisine sunduğu muhteşem senfoninin tadını oyunu oynayarak da alabiliyorsunuz. Ne kadar devam serileri çok başarılı olmasa da ikonik müzikler oyunda da yer edindiği için o nostaljik keyfi yaşamak için bile galactic assault modunda Darth Maul’u seçeceksiniz. O korkunç koro sesiyle savaşa o kadar hızlı atılacaksınız ki o heyecanla muhtemelen ölmeniz de bir olacak.
Kısa hikayesi dışında biraz da tek oyunculu modlar sunuyor oyun size. Bunlar ne kadar karakterleri ve sınıfları keyfinize göre denemenizi sağlamak için duruyor gibi olsa da arada açıp sevdiğiniz karakterlerle özgürce ve rahatça oynayabileceksiniz. Bunun dışında asıl ulaşmaya çalıştığı çok oyunculu modlarda seçenekleriniz daha geniş. Dilerseniz starfighter assault modunda imparatorluğa karşı yirmi dörder kişilik takımlarla uzay gemilerinizi çarpıştırabilir, dilerseniz galactic assault veya capitol supremacy modunda kırkar kişilik piyade ordularıyla size biçilmiş görevleri yerine getirebilirsiniz. Bunların dışında daha az rekabet gerektiren sadece adam öldürmeye dayalı blast ve kısa süren görevlerden oluşan strike modları da var. Bunları da arkanıza yaslanıp keyfini sürerek oynayabilirsiniz. Hepsi bir yana belki de oyunun en keyifli modu olan heroes versus villians modunda dörde dört iyi ve kötü kahramanlardan oluşan takımlarla birbirinizle kapışmak. Gerçekten Darth Vader’ı ve Luke Skywalker’ı birbirleriyle dövüştürüp kimin kazandığını görmek sizin elinizde.
Modlar açısından hiçbir kısıtlama olmamasına rağmen bu oyun bu iyi haline çok zorlanarak geldi. Oyun ilk çıktığında çok taşlandı. Taşlanmakta da haklıydı. Oyunda iki ana problem vardı. Birincisi eğer istediğiniz karakterle oynamak istiyorsanız, örneğin Darth Vader, 60.000 oyun içi parası biriktirmeniz gerekiyor. Yanlış hatırlamıyorsam bu ilk zamanlar sadece bunun için harcanabilecek kırk saate tekabül ediyordu. Belki oyun oynamak için var diyebilirsiniz. Fakat burada da ikinci sorun baş gösteriyor. Eğer EA’in sunduğu oyun dışı parayla satın alınabilen kutuları açmayı tercih ederseniz bu kırk saati beş dakikaya indirebilirsiniz. Bu krediyle sadece oyun karakteri değil oyunun içinde daha sık kullandığınız savaşçı sınıflarını da kayda değer şekilde güçlendirebiliyorsunuz. Dolayısıyla bu oyuncular arasında ciddi bir farka sebep oldu. Eğer zaten zamanında iki yüz liraya yakın para verdiğiniz oyuna daha fazla para vermek istemiyorsanız sürekli dayak yediğiniz görecektiniz. Neyse ki oyunu yapan insanlar bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu fark edip süresiz bi şekilde oyun dışı parayla satın alınan kutuları oyundan kaldırıp, kahramanların fiyatlarını düşürüp, oyunda sadece kahramanları ve sınıfları oynayarak geliştirebileceğiniz bir noktaya getirdiler.
Platform olarak bilgisayar, PS4 ve Xbox One’da oynayabileceğiniz bu oyunu eğer ki ps plus üyesiyseniz 2 Haziran’dan 7 Temmuz’a kadar, EA access abonesiyseniz her zaman için sahip olabilir dilediğiniz kadar oynayabilirsiniz.
Oyunun benim en sevdiğim özelliğiyse oyunun tadına en çok en iyi oyuncular varabiliyor. Bunun iyi olduğu kadar kötü sonuçları da var. Bana göre ne kadar adil olsa da sizinle paylaşmak isterim. Bütün modlarda basit savaşçı sınıflarıyla başlıyorsunuz. Eğer görev yapıyorsanız veya düşman öldürüyorsanız “battle points” kazanıyorsunuz. Bunu da eğer başkası sizden önce kapmadıysa alabileceğiniz kahramanlar veya kahraman uzay gemilerinde harcayabiliyorsunuz. Bunun iyi yanı kahramanların değerinden ötürü. İyi oyuncular kahramanlarla oynarsa oynadığınız savaşı kazanma olasılığınız artıyor, kötü oyuncular alırsa da neredeyse hiçbir şansınız kalmıyor. Kötü yanı ise kötü oyuncuların kahramanları bu modda kullanma ve deneyimleme oranları azalıyor.